top of page

Hz. Ebubekir (ra) 

“Sizden, faziletli ve varlıklı olanlar, yakınlara, yoksullara ve Allah yolunda hicret edenlere vermekte eksiltme yapmasınlar, affetsinler ve hoşgörsünler. Allah'ın sizi bağışlamasını sevmez misiniz? Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.” (Nur Suresi: 22)

Sözü edilen ayetin Hz. Ebubekir (ra) hakkında indiği rivayet edilmiştir. Kızına yapılan iftiralara ortak olan Hz. Mistah (ra)’a bir daha yardım etmeyeceğine dair yemin eden Hz. Ebubekir’i bu davranışından vazgeçirmeyi hedef almaktadır. Dikkat edilirse ayet-i kerime’de Hz. Ebubekir (ra) “fazilet sahibi” olarak nitelendirilmiştir. İmam Razi (rh.a) ayet ve Hz. Ebubekir’in meziyeti hususunda şunları kaydetmektedir: “Hz. Ebubekir’in fazileti dini bir fazilettir. Zira dünyevi olmuş olsaydı “varlıklı” ifadesi lüzumsuz bir tekrar olurdu. (…) Allah (cc) Hz. Ebubekir’e mutlak olarak fazilet unvanı vermiş ve herhangi bir kayıta tabii tutmamıştır. Dolaysıyla peygamberlerden sonra mahlûkatın en üstünü Hz. Ebubekir’dir.”

Mazinin şahit olduğu en büyük reislerden birisi, Hz. Peygamberimizin yareni ve müslümanların ilk halifesi Hz. Ebubekir’dir. İlk iman edenlerden olan bu zat, Peygamberimizin erkekler arasında en çok sevdiği kimsedir. O bütün insanlar iman ederken şüphe etmişken tereddütsüz iman etmiştir. Peygambe-rimizi canı pahasına koruyan Hz. Ebubekir hicrette de O’nun arkadaşıdır. Kur’an-ı Kerim’de Allah (cc) şöyle buyurmuştur:

“Eğer siz ona (Peygamber'e) yardım etmezseniz, Allah ona yardım eder. Hani o kâfirler, onu Mekke'den çıkardıkları vakit sadece iki kişiden biri iken, ikisi de mağarada bulundukları sırada arkadaşına “Üzülme, çünkü Allah bizimledir” diyordu. Allah onun kalbine sükûnet ve kuvvet indirmişti ve onu görmediğiniz bir orduyla desteklemişti. Kâfirlerin sözünü alçaltmıştı. Yüce olan Allah'ın kelimesidir. Ve Allah güçlüdür, hikmet sahibidir.” (Tevbe Suresi: 40)

Miraç hadisesinde bazıları kuruntulara saplanmışken O; “Peygamber ne söyledi ise doğrudur” demiştir. Yöneticiliğinde gerek Kur’an-ı Kerim’i cem etmesi, gerekse de mürtedlerle harb etmesi şimdi dahi tüm Müslümanların “minnetle” anması gereken bir tavrıdır.

Hz. Ebubekir oldukça külliyetli varlığa sahip ve ticaretle meşgul olan şahsiyetti Servetinin hepsini Allah ve Resulü uğruna harcamıştır. İman etmesinden itibaren İslam davasının yürümesi için annemiz Hz. Hatice ile birlikte elinden gelen tüm maddi fedakârlıkları yapmaktan çekinmemiştir. Müşrikler, özellikle dayanıksız ve kimsesizlere işkence yaparken Hz. Ebubekir maddi nüfuzuyla bu müslümanları esirgemeye çalışıyordu. Hz. Bilal’ı müşriklerin elinden kurtaran ve azat eden odur. O parayı dininin hizmetine sunmuş gerçek bir kahramandı. Hz. Peygamber hiç kimsenin akçesinin Ebubekir’in parası kadar işine yaramadığını belirtmiştir. Hz. Ebubekir’in ismi bugün hürriyetine ulaşmak isteyen ümmet için anahtar isimlerden birisidir.

Aşikâr olduğu gibi günümüzde kapitalizmin barbar biçimi uygulanmaktadır. Yurtların finansı, para oyunları vesilesiyle sömürüye dayanmaktadır. İnsanlar gelir adaletsizliği yüzünden insanlığını unutmuş haldedir. Beşerin bir bölümünün evleri çarşıyken, bazı evleri de kabir gibidir. Kimilerinin sığınacağı konutu bile bulunmamaktadır. Yaşamlarını mezbelelerden topladığı şeylerle sürdürmeye gayret etmektedirler. Bu insanlar için tercih ve seçilme gibi kavramların önemi olmadığı gibi, demokrasi gibi bir dertleri de yoktur. Bu insanların ilk hedefi eğer başarabilirlerse “insan” olarak yaşamaktır.

Dünya ‘zengin kuzey, fakir güney’ diye bir ayırımın içerisindedir ve mahrum kesiminde yer alanlar için hayat bir lokma ekmekten ibarettir. Batı ise faiz, sömürü ve köle ticareti sayesinde biriktirdiği servet üzerinden felsefe üretmek ile meşgul. Marks, Adam Simith gibi filozoflar, servet, imalat münasebetleri üzerinden birçok teori üretmiş, insanların büyük bölümü de bu tezleri ciddiye almıştır. Anlaşılmayan doktrin illegal servet üzerinden yapılması gerçeğidir. Emtia kirli olunca, ha devletin elinde olmuş, ha mafyanın… Murdar paranın yaşama dair izi vahşi kapitalizm ve zalim komünizme sebep olmuştur. Mekke cahiliyesin deki servet de kokuşmuştu ve bu mülevves servet, çileye dayanan siyasi iktidar ortaya çıkartmıştır. Tıpkı bugün gibi… Irak, Afganistan, Filistin, Çeçenistan gibi vatanlarda yaşanan acıların zemininde, kirli paranın oluşturduğu kirli siyaset bulunmaktadır.

Hz. Sıddık, ince ruhlu bir zattı ve Kur’an-ı Kerim’i yüksek sesle kıraatı sever ve onunla birlikte gark olurdu. Men edilmiş şeyleri yemez, bir defasında içtiği bir sütü haram şüphesiyle geri kusmuştur. Nitekim Hz. Aişe (r.anha) Annemiz şöyle rivayet etmektedir: "Hz. Ebubekir (ra)'in bir kölesi vardı. Bu köle çalışıp kendisine belli bir haraç ödüyordu. Hz. Ebu Bekr onun kazancından yiyordu. Bir gün yine bir şeyler getirdi. Ebu Bekr (ra) bundan da yedi. Ancak kölesi "Bu yediğin nedir, biliyor musun?" dedi. Hz. Ebubekir: "Neymiş o?" deyince köle açıkladı:"Ben cahiliye devrinde kâhinlik yapardım. Aslında bu işin ehli de değildim. Bu sebeple (kafadan atıp bir) adam aldatmıştım. (Bugün yolda) bana rastladı ve (kâhinliğimden kalma eski) bir borcunu ödedi. Yediğiniz işte bu idi!" Bunun üzerine Ebubekir elini boğazına atıp, midesinde her ne varsa kusup çıkardı." (Buhari)

Halife olmadan önce sahipsiz yaşlılara imdat eden bu zat-ı muhterem, halife olduktan sonra da aynı tavrını sürdürmüştür. Hatta bir keresinde, Hz. Ömer, yaşlı bir kimseye yardım etmeye gitmiş, fakat tüm ihtiyaçlarının görüldüğünü görünce, yaşlı kimseye, kimin her gün yardım ettiğini merak ederek sorunca “Ebubekir” cevabını almıştır. Hz. Ebubekir, cennetle müjdelenen, hatta hesapsız olarak cennete gireceği Hz. Peygamber tarafından bildirilen bir kimsedir.

İçinde yaşadığımız kıyıcı rejime Ebubekir gibi tutum göstermek, olan ve olacak zulümlere köklü bir çaredir. Sadist nizamın pestil haline getirdiği, biçare, düşkün ve mağdur zevatlara Hz. Ebubekir gibi el uzatmak, meseleleri halletmenin ilk adımıdır. Müslüman fert ve organizasyonlar, (şirket, cemaat ve dernekler) kapitalist zihne göre değil, Hz. Ebubekir gibi tavır koymalı, ince ruhları ile insanlara insanlıklarını hatırlatarak bataklıklardan kurtarmalıdırlar. Servetin renginin olup olmadığı tartışmalarının yaşandığı şu günlerde, sermayenin rengini Hz. Ebubekir gibi helale boyamak, helal sınırları içerisinde haramzadelere karşı durmak, dünyadaki canavarlara verilecek en görkemli mukabeledir. Zira ne kadar kudretli olurlarsa olsunlar, zalimlerin Hz. Ebubekir gibi kimselere gücü yetmez.

Dünyayı Hz. Ebubekir (ra)’dan aldığımız ilhamla yeniden şekillendirme zamanı…

 

AKTÜEL ANALİZ

6 Şubat 2014 Perşembe

AKTÜEL ANALİZ

EKONOMİ

ABD'de FED Borçlanmayı Azaltıyor. Türkiye Arttırıyor

bottom of page